GAİPLİK KARARININ MİRAS HUKUKU BAKIMINDAN SONUÇLARI

GAİPLİK KARARININ MİRAS HUKUKU BAKIMINDAN SONUÇLARI

GİRİŞ

Türk Medeni Kanunu uyarınca kişiliğin sona ermesi; ölüm, ölüm karinesi  ve gaiplik olmak üzere üç hâlde mümkündür. Kişiliğin sona ermesine bağlanan hukuki sonuçlar nedeniyle ,kişiliğin  hangi hâllerde ve ne zaman sona erdiğinin tespiti önemlidir. Kişiliğin sona ermesi ile mirasbırakanın kişiye bağlı  hakları sona ererken diğer hakları mirasçılarına geçmektedir. Nitekim gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak taraf ehliyeti sona erecektir.

GAİPLİK KAVRAMI

TDK tarafından  gaiplik kelimesi ”göz önünde olmayan “,”hazır bulunmayan “, “nerede olduğu bilinmeyen”kimse olarak tanımlanmaktadır .Gaiplik   ; ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunması  hâlinde ,diğer şartlar da mevcutsa hâkimin ,bu kimsenin ölmüş olabileceği yönünde karar vermesidir.  Gaiplik kararı verilebilmesi için ,gaipliğine karar verilecek kişinin yaşayıp yaşamadığı konusunda şüphelerin bulunması ,bir başka deyişle  ölmesine muhtemel gözle bakılması gerekir . TMK  Madde  32/I hükmü gereğince, “Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun  zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık  varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin  gaipliğine karar verebilir” . TMK 31.maddesi düzenlemesine göre ölüm karinesi ,kişinin ölümüne kesin gözle bakılmasını gerektiren olaylar içinde kaybolması hâlinde söz konusu olmaktadır .Gaiplik kararının verilebilmesi için ,ölüm karinesinde aranan ve kişinin ölümüne kesin gözle bakılacak durumlar içerisinde kaybolmasının varlığı gerekmemekte ,kişinin ölü olduğuna ilişkin kuvvetli olasılığın varlığı yeterli kabul edilmektedir.Nitekim  Serozan; gaiplik kararı verilebilmesi için aranan kişinin ölmüş olabileceği olasılığının ölüm karinesini doğuran ölüm olasılığından bir kerte düşük bir olasılığa ilişkin olacağını ifade etmektedir.

GAİPLİK KARARI VERİLEBİLMESİNİN KOŞULLARI

1-KİŞİNİN ÖLÜM TEHLİKESİ İÇİNDE KAYBOLMASININ ÜZERİNDEN 1 YIL GEÇMİŞ OLMALI YA DA UZUN ZAMANDIR KENDİSİNDEN HABER ALINAMAYAN KİŞİDEN SON HABER ALINMA TARİHİNİN ÜZERİNDEN 5 YIL GEÇMİŞ OLMALIDIR .

Mahkemenin gaiplik kararı vermesi hâlinde ölüm tehlikesi içinde kaybolan ya da uzun zamandır kendisinden haber alınamayan kişinin kişiliği sona erer ve kişi hukuken ölmüş sayılır .TMK madde 32 gereğince bir kimsenin gaipliğine karar verilebilmesi için ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş olması ya da kendisinden uzun zamandır haber alınamıyorsa ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunması gerekir.  Ölüm tehlikesinin bulunup bulunmadığını somut olayın özelliklerini göz önünde bulundurarak hakim  takdiri edecektir. Ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için ölüm tehlikesinin üzerinden en az 1 yıl geçmiş olmalıdır .Kişinin hangi olay sonucu kaybolduğunun belirlenmesi mümkün değil ise 1 yıllık sürenin başlangıcı,tehlikenin sona ermesi gereken andır.Tehlikeyi meydana getiren olay uzun zaman devam etmişse süre tehlikeyi yaratan olayın bitmesi tarihinden başlayacaktır .

Kişiden uzun süredir haber alınamaması ve kişinin ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunması hâlinde gaiplik davası açılabilir. Kişiden uzun süredir haber alınamaması nedeniyle gaiplik kararı verilebilmesi için son haber alma tarihinden itibaren 5 yılın geçmiş olması gerekir. Kesintisiz olarak 5 yıl boyunca kişi hakkında bizzat kendisinden ya da bir başkası vasıtasıyla haber alınamamış olmalıdır .Haberin gönderildiği tarih tespit edilebiliyorsa 5 yıllık sürenin başlangıcı son haberin gönderilme tarihidir. Haberin gönderildiği tarihin tespitinin mümkün olmaması ihtimalinde 5 yıllık sürenin başlangıcı ,son haberin ulaştığı andır.

2-HAKLARI,GAİPLİK KARARI VERİLMESİ İSTENENİN ÖLÜMÜNE BAĞLANAN KİŞİLERCE MAHKEMEDEN TALEPTE BULUNULMUŞ OLMALIDIR.

Hakimin gaiplik kararı verebilmesi için ilgililerin bu hususta talepte bulunması gerekir. TMK’nin 32.maddesi uyarınca gaiplik kararı verilebilmesi, “hakları bu ölüme bağlı olan kişilerin mahkemeye başvurmasına” bağlıdır. Nitekim hakim re’sen gaiplik kararı veremez. Hakları ölüme bağlı olanlar, gaibin eşi, yasal ve atanmış mirasçıları, gaibin alacaklıları  gibi kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi hâlinde haklar kazanacak ya da bir yükümlülükten kurtulacak olanlardır. Şartların gerçekleşmesi halinde hazinenin de gaiplik kararı için mahkemeye başvurması mümkündür. Hazinenin gaiplik hararı verilmesi için mahkemeye başvurulabilmesi için hakkında gaiplik kararına hükmedilmesi istenen kişinin  mallarının en az 10 yıldır mahkemece yönetilmesi ya da kişinin mallarının mahkemece yönetilmesi 10 yıldan az süredir devam ediyor olmakla birlikte kişinin 100 yaşını doldurmuş olması gerekir.

Gaiplik kararı talebi ,çekişmesiz yargı işlerinden olmakla birlikte TMK’nın 32/2.maddesinde yer alan özel hüküm gereği gaiplik davasında yetkili mahkeme ;gaipliğine karar verilmesi talep edilen kişinin son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının bulunduğu yer  mahkemesidir. Yetkili  mahkeme bulunamazsa, Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemeleri yetkili kabul edilecektir. Gaiplik kararı verilebilmesi ,çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğundan HMK gereği görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Ancak Yargıtay ; TMK’nın 588. maddesinden  kaynaklanan davaların taşınmazın aynına (mal varlığına) ilişkin davalarda gaiplik kararı verilebilmesi için görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna hükmetmiştir.

Gaiplik kararı verilmeden önce mahkeme gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri,  belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır ve bu süre ilk ilanın yapıldığı tarihten itibaren en az 6 aydır .Hâkim en az iki ilan yapmalıdır ve iki ilan arasında mahkemece öngörülen 6 aylık süre uzatılabilir ancak kısaltılamaz.İlan süresince gaipliği talep edilenden haber alınamamışsa gaipliğe karar verilir. Mahkeme tarafından verilen gaiplik kararı nüfus müdürlüğüne bildirilir ve nüfus memurlarınca aile kütüğüne tescil edilir. TMK Madde 35/1 düzenlemesine göre , mahkemenin kişinin gaipliğine karar vermesi ile birlikte ölüme  bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. TMK m.35/2 hükmü gereği , “Gaiplik  kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.” Bir başka ifadeyle gaiplik kararı geriye yürüyerek ölüm tehlikesinin doğduğu andan ya da kişiden son haber alındığı tarihten itibaren hükümlerini doğurur .Gaibin sağ olduğunun anlaşılması ya da gaibin ölüm tarihinin kesin olarak tespit edilmesi hâlinde gaiplik kararı hükümsüz hâle gelir.

GAİPLİK KARARININ MİRAS HUKUKU BAKIMINDAN SONUÇLARI

Kuvvetli ölüm tehlikesiyle kaybolma ya da kişiden uzun süredir haber alınamama nedeniyle gaiplik kararı verilinceye kadar geçen sürede gaibin malvarlığının korunması gerekir. Gaiplik kararı alınıncaya kadar geçen sürede gaibe bir miras payının düşmesi hâlinde bu pay resmen yönetilir ve gaibin malvarlığının yönetimi için TMK Madde 427 gereği Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yönetim kayyımı atanır .Gaiplik kararı ile ,kişinin öldüğü adi karine ile kabul edildiğinden gaibin terekesi mirasçılarına geçer .Gaiplik kararı geçmişe etkili olduğundan gaibin mirasçıları ölüm tehlikesine sebebiyet veren olayın gerçekleştiği tarih ya da son haber alma tarihine göre belirlenir. Bu kapsamda gaiplik kararı ile evliliğin sona ermesine de talep eden eş, ölüm tehlikesinin meydana geldiği tarih ya da son haber alma tarihinde gaibin eşi olduğundan eş gaibe mirasçı olacaktır.

Gaiplik kararının verilmesi ile birlikte gaibin mirasının mirasçılara intikal edebilmesi için mirasçıların veya mirasta hak sahibi olan kimselerin teminat göstermeleri zorunludur .Bu durum, gaibin çıkıp gelmesi ya da gaibin üstün dereceli mirasçılarının ortaya çıkması ihtimallerine karşı hak sahiplerinin zararını azaltmak amacıyla öngörülmüştür. Yasal ve atanmış mirasçılar , vasiyet alacaklıları ve  intifa hakkı sahiplerinin de güvence göstermeleri zorunludur. Kanunun emredici hükmü gereği mirasın intikali için güvence gösterilmesi zorunlu olup bu konuda hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır ancak gösterilecek güvencenin  miktarını ve türünü belirlemek hakimin takdir yetkisi kapsamındadır .Ancak gaibin mirasçısı hazine ise,teminat gösterme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Hazinenin mahkemeye başvurması durumunda da ilan yapılması zorunludur ve   ilan  süresinde hiçbir hak sahibi ortaya çıkmazsa kural olarak gaibin mirası Devlete geçer.

Gaiplik kararı sonrası mirasın intikali için gösterilecek  güvencelerin belli süreler için gösterilmesi gerekir.TMK madde 584 hükmü gereğince ,ölüm tehlikesi ile kaybolma nedeniyle gaiplik kararı verilmesi halinde güvence süresi 5 yıl ,uzun zamandır haber alınamama nedeniyle gaiplik kararı verilebilmesi durumunda 15 yıl ve her halde en çok gaip 100 yaşına varana kadardır.  TMK m.584/III düzenlemesine göre  5 yıllık sürenin başlangıcı tereke  mallarına el konulduğu tarih ,on beş yıllık sürenin başlangıcı ise son haber tarihidir.

Mirasın açıldığı anda yasal ve atanmış mirasçılardan biri ölüm tehlikesi ile kaybolmuş ya da kendisinden uzun zamandır haber alınamıyor ve bu mirasçı hakkında gaiplik kararı da alınmamışsa TMK gereğince;“Ortada bulunmayan ve mirasın  açıldığı anda sağ olup olmadığı ispat edilemeyen mirasçının miras payı resmen  yönetilir.” .Mirasın resmen yönetilmesine Sulh Hukuk Mahkemesince re’sen karar verilir. TMK m. 586/II hükmü uyarınca , mirasın açıldığı anda ortada bulunmayanın mirasçının sağ  olmaması halinde onun miras payı kendilerine kalacak olanlar, gaipliğe ilişkin  sürelere ve usule uyarak o kimsenin gaipliğine karar verilmesini ve miras  payının kendilerine teslimini isteyebilirler. Mirasçı olabilmek için miras açıldığı anda sağ olmak gerekir .Gaibin mirasçılığının tespitinde , ölüm tehlikesine neden olan olayın gerçekleştiği ya da son haber alma  tarihinin göz önünde bulundurulması gerekir. Gaibin miras  bırakanı  bu tarihlerden önce ölmüşse gaip ve gaibin mirasçıları mirasçılık hakkını kazanırken; gaibin miras bırakanının gaibin bu tarihten sonra  ölmesi ihtimalinde , henüz gaiplik kararı verilmemiş olsa da gaiplik kararı  hükümleri geçmişe yürüdüğünden, miras bırakanın ölüm tarihinde  sağ olmayan  gaip ve onun mirasçılarının mirasçılık sıfatını kazanması mümkün değildir.

SONUÇ

1- TMK m. 32/I hükmü düzenlemesine göre ;bir kimsenin gaipliğine karar  verilebilmesi, ölüm tehlikesi içinde kaybolmasına ya da uzun süreden beri  kendisinden haber alınamaması gerekir. Ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için ölüm tehlikesinin üzerinden en az 1 yıl , kişiden uzun süredir haber alınamaması nedeniyle gaiplik kararı verilebilmesi için son haber alma tarihinden itibaren 5 yılın geçmiş olması gerekir.Gaiplik kararı verilebilmesi için ilgililerce mahkemeye bu yönde bir talepte bulunulması ,talep üzerine mahkemenin en az iki ilanla gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri,  belirli bir sürede bilgi vermeleri için çağırır.

2- Gaiplik kararının verilmesi ile birlikte mirasta hak sahibi olan kimselerin teminat göstermeleri koşuluyla gaibin mirası mirasçılara intikal eder. TMK madde 584 hükmü gereğince ,ölüm tehlikesi ile kaybolma nedeniyle gaiplik kararı verilmesi halinde güvence süresi 5 yıl ,uzun zamandır haber alınamama nedeniyle gaiplik kararı verilebilmesi durumunda 15 yıl ve her halde en çok gaip 100 yaşına varana kadardır.

3-Gaibin mirasçılığının tespitinde ise  , ölüm tehlikesine neden olan olayın gerçekleştiği ya da son haber alma  tarihinin göz önünde bulundurulması gerekir. Gaip ve gaibin mirasçılarının mirasçılık hakkını kazanabilmesi için gaibin miras  bırakanın  bu tarihlerden önce ölmüş olması şartı aranır .