İCRA DAİRELERİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

İCRA DAİRELERİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

İcra daireleri, İcra ve İflas Kanununu uygulamakla yükümlü ve aynı zamanda icra teşkilatının en önemli birimlerinden birisidir.

İcra organlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

1) İcra Dairesi

2) İcra Mahkemesi

3) Yargıtay’ın İlgili Hukuk Daireleri

4) Mahkemeler

5) Savcılar ve Adalet Müfettişleridir.

Bu icra organları içinde asli olarak sadece icra işlerini yürütmek için kurulmuş olan organlar, icra daireleri, icra mahkemeleri ve Yargıtay’ın icra ile ilgilenen ilgili hukuk daireleridir. Bunların dışında olan yardımcı organlar ise genel mahkemeler, savcılar ve adalet müfettişleridir.

İcra daireleri, icra işlerinde birinci derecede görevlidir. Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur. Her icra dairesinde Adalet Bakanlığı tarafından atanacak bir icra müdürü, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, icra katibi ile adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından görevlendirilecek mübaşir ve hizmetli bulunur.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra daireleri başlıklı 1. Maddesinde ilk olarak icra daireleri düzenlenmiştir.

İcra daireleri, icra mahkemesi hakiminin denetim ve gözetimi altındadır fakat her ne kadar gözetim ve denetim altında olsa da icra mahkemesine bağlı bir organ değildir. İcra dairesi, kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin kendisine vermiş olduğu görevleri, icra mahkemesinden onay almadan ve icra mahkemesine danışmadan, doğrudan doğruya kendisi yapar. İcra dairesi görevini ifa ederken kanuna aykırı hareket ederse yaptığı işlem, yapılan bu işlemden zarar gören ilgililer tarafından yapılacak şikayet üzerine icra mahkemesi tarafından iptal edilebilir veya düzeltilebilir.

Aynı zamanda icra daireleri, adalet müfettişleri ve Cumhuriyet savcıları tarafından denetime tabi tutulurlar. İcra ve İflas Kanunu’nun 13. Maddesine göre,

“(Değişik birinci cümle: 17/7/2003-4949/2 md.) İcra ve iflâs daireleri, 4’üncü maddedeki esaslara göre icra daireleri başkanlığının, bu başkanlığın kurulmadığı yerlerde icra mahkemesi hâkiminin daimî gözetimi ve denetimi altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet müfettişleri vasıtası ile denetime tabi tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.

İcra ve iflas memur ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı, haklarında Devlet Memurları Kanunu’nun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.”

İcra dairelerinin görevlerinden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1-) İcra takip işlemlerini yapmak.

2-) Borçluya ödeme emri düzenlemek ve göndermek.

3-) Borçluya icra emri düzenlemek ve göndermek.

4-) Borçlunun mallarını haczetmek.

5-) Haczedilen malların satışını yapmak.

6-) Sıra cetveli düzenlemek.

7-) Borç ödemeden aciz belgesi düzenlemek.

😎 Parayı sıra cetveline göre alacaklılar arasında paylaştırmak.

9-) İcranın iadesini gerçekleştirmek.

10-) Borçlu tarafından icra dairesine ödenen borcu alacaklıya aktarmak.

İcra dairesi, her icra işi için bir dosya açar ve ilgili tüm tutanak ve belgeler bu dosyaya konulur. Bu durum icra dairesinin bir yükümlülüğüdür.

İcra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vakı talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya yardımcısı veya katibi tarafından imzalanır. İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılır. İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir. İcra dairesince yapılan bu tutanaklar, aksi ispat edilinceye kadar geçerlidirler.

İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas iş ve işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi kullanılır; her türlü veri, bilgi, belge ve karar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.

İcra ve iflas işlerine bakan memur ve müstahdemler kendisinin, eşinin, nişanlısının yahut kan ve sıhri usul ve füruunun veya üçüncü derece dahil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sıhri civar hısımlarının, kanuni mümessili veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın, menfaati olan işleri göremeyip derhal icra mahkemesine haber vermeye mecburdur. İcra mahkemesi müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmayan yerlerde katiplerinden birine verir.

Tetkik vazifesini gören hakimler ve icra ve iflas memur ve müstahdemleri, dairelerince takip edilmekte olan bir alacak veya satılmakta bulunan bir şey hakkında kiminle olursa olsun kendileri veya başkaları hesaplarına bir sözleşme yapamazlar. Yaptıkları takdirde sözü edilen bu akit hükümsüz olacaktır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun Paranın ödenmesi ve değerli eşyanın muhafazası başlıklı 9. Maddesine göre,

“İcra ve iflas dairelerine yapılacak her türlü nakdî ödeme, Adalet Bakanlığı tarafından uygun görülecek bankalarda icra ve iflas dairesi adına açılan hesaba yapılır. Haciz sırasında, borçlu veya üçüncü kişiler tarafından yapılan ödeme nedeniyle tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı günü takip eden ilk iş günü çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilir.

İcra ve iflas dairelerince yapılması gereken her türlü nakdî ödeme, ilgilisinin gösterdiği banka hesabına aktarılmak üzere, icra müdürü tarafından resen bankaya verilecek talimat gereği yapılır. Talimat, paranın icra ve iflas dairesi hesabına yatırılmasını takip eden en geç üç iş günü sonuna kadar verilir.

İcra ve iflas daireleri aldıkları kıymetli evrak ve değerli şeyleri kasalarında, zorunlu hâllerde ise kiralanacak banka kasalarında muhafaza ederler.”

İcra dairesine, sadece takip konusu yapılmış alacaklar için ödeme yapılabilir ve icra dairesi de sadece bu ödemeleri kabul edebilir. Böylelikle de takip konusu yapılmamış alacaklar için icra dairesine ödeme yapılamaz.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda icra dairesindeki görevli kişilerin kusurları ile ilgililere zarardan dolayı açılan tazminat davalarının devlete karşı açılacağı açıkça düzenlenmiştir.

İcra ve İflas Kanunu’nun sorumluluk başlıklı 5. Maddesine göre,

“İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.”

İlgili maddeye göre değerlendirme yapıldığında zararın tazmi­ni nedeniyle açılacak davaya, adli yargıda bakılacaktır. Dolayısıyla bu davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olacaktır.

Adalet Bakanlığı aleyhine açılacak bu dava, niteliği gereği bir haksız fiilden doğan tazminat davasıdır.

Açılacak olan bu tazminat davası, hukuka aykırılık, kusur, zarar ve uygun illiyet bağı şartlarını taşımalıdır.

Ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nun zimmet başlıklı 6. Maddesine göre,

“İcra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan veya muhafaza altına alınan paraların, ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden ve tazmin yolunda bir hükme hacet kalmaksızın hazine tarafından derhal icra veznesine yatırılır. Devletin asıl sorumlulara rücu hakkı saklıdır.”

İcra ve İflas Kanunu’nun 7. Maddesinde ise zarar ve ziyan davasının zamanaşımı düzenlenmiştir. Bu maddeye göre,

“Zarar ve ziyan davası, mutazarrır olan tarafın zararı öğrendiği günden bir sene ve her halde zarar ve ziyanı mucip fiilin vukuundan on sene geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

Şu kadar ki zarar ve ziyan cezayı mucip bir fiilin neticesi olupta ceza kanunları bu fiili daha uzun bir müddetle zamanaşımına tabi tutmakta ise hukuk davasında da ceza zamanaşımı cari olur.”

İcra dairesi görevlileri, Türk Ceza Kanunu bakımından kamu görevlisi sayılır bu nedenle memurların işleyebileceği tüm suçları işleyebilirler.

İcra ve İflas Kanununun 13. Maddesine göre,

(Değişik birinci cümle: 17/7/2003-4949/2 md.) İcra ve iflâs daireleri, 4’üncü maddedeki esaslara göre icra daireleri başkanlığının, bu başkanlığın kurulmadığı yerlerde icra mahkemesi hâkiminin daimî gözetimi ve denetimi altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet müfettişleri vasıtası ile denetime tabi tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.

İcra ve iflas memur ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı, haklarında Devlet Memurları Kanunu’nun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.”

İlgili maddede de açıkça düzenlendiği üzere icra memur ve yardımcılarının bazı fiil ve halleri disiplin cezasını gerektirebilir. Ve bu hallerde icra memur ve yardımcıları hakkında Devlet Memurları Kanunu’nun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.

İcra dairelerinin takip hukukuna ilişkin işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurulabilinir. Şikayet yolu, icra ve iflas dairelerinin, kanuna aykırı olan veya hadiseye uygun bulunmayan işlemlerinin düzeltilmesi veya eksikliğin giderilmesi için başvurulan takip hukukuna özgü bir yoldur.

İcra ve İflas Kanunu’nun 16. Maddesinde şikayet ve şartlar düzenlenmiştir. İlgili bu maddeye göre,

“Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.

Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir”

İcra dairelerinin yaptıkları işlemlere karşı şikayet sebepleri açıkça düzenlenmiştir. Bunlar,

1-İcra Müdürünün İşleminin Kanuna Aykırı Olması

2-İcra Müdürünün Yaptığı İşlemin Hadiseye Uygun Bulunmaması

3-Bir Hakkın Yerine Getirilmemesi

4-Bir Hakkın Sebepsiz Sürüncemede Bırakılması

Şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.

KAYNAKÇA

1-Prof. Dr. Ömer ULUKAPI, İcra Hukukunun Genel Esasları Ve İcra Teşkilatı (İcra Organları)

2-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/398264

3-http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-50-735

4-İcra ve İflas Kanunu

5-İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği

6-İlgili diğer kanunlar